Yetim Evlat Öyküleri - Mustafa Yaşar Dilsiz - YOLCULUK...
 
HOŞGELDİNİZ
HOSGELDINIZ
DENEMELER
=> mektup
=> Sadece bir gece...
=> BAYRAM YAZISI
=> 23112011 (Yeni)
=> VAN, DAM VE ADAM...
=> BU ULKENIN COCUKLARI
=> ASK DEDIGIN NEDIR KI...
=> YAZACAK NE KALDI...
=> AN GELIR BAYRAM OLUR...
=> SENI SEVIYORUM...
=> ORDEKLER ve HAYATIMIZ...
=> YOLCULUK...
=> MASAL...
=> SESSIZ CIGLIK...
=> SUSTU RUHUMUN CIGLIKLARI...
=> TANRILAR VE RUHLAR!
=> VE BEN SANA DEMEDIGIM GIBI...
=> SIKAYET...
=> USTU KALSIN...
=> BTK SILBASTAN...
=> Futbol tamamen ayak oyunudur...
KONUT DUNYASI izle
ILETISIM DANISMA
FOTOMANIA
GAZETELERDE BUGUN...
Konuk Defteri
Film izle...
KARANLIK KARA AMA KAPKARA
ISTATISTIK
HARIKA VIDEO
UYGUR TÜRKÜSÜ
   
 

YOLCULUK...


En zor ve önemli yolculuk insanın kendine yaptığı yolculuktur...
 

Simyacıyı okuduğumdan bu yana öğrendimki aslında kendimizden kaçmamız bizim sadece beyhude çabamızdan öteye geçmeyen bir eylem... Kendimizden asla kaçamayacağımız gibi er ya da geç dönüşümüz yine kendimize oluyor...
 

Uzun bir süredir yalnızım... Belki normal yapıda bir insanı çıldırtabilecek yoğunlukta bir yalnızlık... Ancak öylesine içiçe geçmişki ruhlarımız artık o benim bir uzvum sanki...
 

Yaklaşık olarak beş aydır kendime yolculuk yapmaktayım... Benliğimin ücralarında kaybolmuş olsam da yolumun sonunda bulacağım bana özlemim bu yolculuğun vazgeçilmezliğini kamçılıyor her geçen gün...
 

Bu sabah kendime uyandım... O 5 ay önce aramaya çıktığım ve bulmayı umduğum bana...
 

Arındığım herşeyi yeniden geçirmek istemiyordum sırtıma; hırslarım, yaşama arzum, heyecanlarım... Aşk, nefret ve özlem... Herşeyden soyunarak, çırılçıplak çıktığım yolculuğumda neler gördüm neler!
 

Büyük bir yıkımdan yeniden doğuşa yolculuğun sırrına ermiş bir insanoğlu olarak bu sabah beynimin hiçbir köşesinde negatif düşünce kalmadığını hissettiğimde dünyanın en değerli hazinesine tekrar kavuşmuş olduğumu duydum ta ücralarımda... Uzun bir süre kırık bir aynada yeni cemalimi izlemeye durduğumda penceremin sıkı sıkı kapalı perdelerinden inatla içeriye sızan gün ışığı beni tebrik edercesine çıplak vücudumu okşuyordu... Değişimin izlerini görebiliyordum: Daha sıcaktı bakışlarım, yüzümde o eski gergin ifade yerini daha yumuşak ve arzulu bir hale bırakmıştı... Acılarımı gördüm ayaklarımın altında... Sahte özlemlerim kanepenin üzerinden beni izliyordu sinsice ve hiddetle... Aşk bile az ötemden bana hayranlıkla bakıyordu...

Hırsımı yenmiştim... O da kapının dibinde onu yeniden benliğime almam için yalvarırcasına taciz ediyordu gözlerimi... Şeytan başucumdaydı yine... Tek farkla; o da yenik ve kesinlikle yıkık durumdaydı...
 

Duşumu almak üzere banyoya girdiğimde tek bir şey düşünüyordum artık: Yeni ben asla ütopyasından taviz vermeyecekti... Bataryayı açtığımda üzerime saldıran soğuk su ile bütün organizmam harekete geçmiş ve beynimde şimşekler çaktırmaya başlamıştı... Buz kesene kadar kalabilirdim... Tepeden tırnağa arınmaya durmuş ve bu kutlu zaferi kutluyordum...
 

Duştan sonra çırılçıplak dolandım aylardır benden başka kimsenin hiçbir köşesine dokunmadığı koca salonda... Yolculuğum esnasında karaladığım deftere gittim önce... Sonra bitiremediğim kitaba...

Dışarıda nasıl bir gün yaşanıyordu umurumda değildi ama artık dış dünya ile yüzleşme vaktiydi...

Giyinip bir sigara yaktım...
 

Sonra söndürdüm ve tekrar aynanın karşısına geçip son defa kendime baktım...
 

Kapıya yöneldim...
 

Elimi kapının koluna attığımda birden içimden birşey koptu sanki; bir koca dağ gibi, bir koca kütle...
 

Yüzüm acıyla buruştu önce... Sonra ruhum omzunu silkerek kovdu bu acıyı içimden...
 

Aylar sonra yolculuğumun bitişini kutlamak ve yüzleşmek için adım attığım dış dünyadan korkuyordum sanki... Kirlenmekten, kendimi yitirmekten... İnsanlardan...
 

En çok da sanırım nasıl karşılanacağımdan...
 

Yapamadım...
 

Geri dönüp üzerimdekileri bile çıkarmaya tenezzül etmeden yatağıma gittim ve uzandım...
 

Yolculuğumun sonuna geldiğime dair tüm istifhamlar beni yanıltmıştı...
 

Bir ses kulağıma şunu fısıldıyordu ben uykunun eşiğinden geçerken; "İnsan kendine olan yolculuğunu asla yaşadığı sürece tamamlayamaz... Aramıza hoşgeldin..."
 

Sıçrayarak uyandığımda aynada beliren suretim bana gülümsüyordu...
 

Yattığım yerden odaya gözgezdirdim...
 

Herşey uçuyordu sanki... Yerçekimi, fizik kuralları, yaşam genellemeleri boştu...
 

Ayna kaybolmuştu ortadan...
 

Şeytan uzaktan beni izliyordu... Acılarımın parmakları saçlarımın arasında dolaşıyordu... Aşk ise bana acıyarak bakıyordu...
 

Zafer sandığım şey sadece korkunç bir yanılsamaydı...
 

Çünkü gördüğüm sadece ruhumun orgazmından ibaretti...
 

Kafama yorganı çekip özlemin kollarımın arasında şuh bir kadın gibi kıvrılmasını duydum... Korkunç bir hazla bütün bedenimin özleme teslim oluşunu... Suskun ve yorgun itaat ediyordum... Özlem yeniden tüm benliğimi kuşatırken aşk köşküne, umutsuzluk içime yerleşmekteydi...
 

"Ölmeden olmaz" diyen bir ses yaladı kulaklarımı...
 

"Ölmeden olmaz..."

 

 

02 Haz 2008

 
 
29112 ziyaretçi
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol