SUSTU RUHUMUN ÇIĞLIKLARI... / ŞİİR
An vardır, sözün bittiği... Sadece bir bakışın anlatabildiği kitaplar dolusu anlar vardır... Hiçbir lugatte bulamayacağınız sözcüklerle konuşur bakışlarınız... Ve asla yanılmaz, yanıltmaz asla...
Bir Nisan yağmuru gibi cansuyu bakışlar... Yalnızlığın, hasretin, sevgiliye özlemin en hoş anlamını kırpıştıran iki kirpik arasında koca bir dünya saklar...
Sadece birçift bakışın anlamlandırdığını yazmaya kalksa dünyanın en akil yazarları sadece yazabilecekleri şu olurdu sanırım: "Öyle bir bakıştı ki tanrım!..."
Yaşam o bakışı anlamlandırmaya kalkılamayacak kadar kısa ve hoyrat... Sadece birazcık değineyim istedim...
Ve sevgiliye ...
Küçücük bir armağan... Onun bakışındaki kadar asil duyguları yansıtamasa da...
sustu ruhumun çığlıkları...
Bir akşamüstü
sessiz ve sensiz bir akşamüstü
sustu ruhumun bezirganı
sustu da sustu...
Sanma ki geçmişime ve sana
bu içimde bölünüvermiş hayalden
bubi tuzakları
ortalık sus pustu...
Cahil yüreğim yine
bakmadan, aldırmadan ve ölümüne
sevdiğine ihaneti seçti
sonrası kabustu...
Davrandı gözpınarlarım
bir an dikildi şuur,
karşısına ruhumun
ancak onunda çığlıkları sustu...
İstikbale, ikbale değildi koşusu
içimdeki mahşer atlısının
söz vermişti bir kere
sözü özü namustu...
Doğmamış heyecana,
bitmemiş öfkeye ve sana
tutsaktı yürek,
ve ağız dolusu sevda kustu...
Sustu yüreğimin, ruhumun
kulak yırtan çığlıkları bu akşam
ebediyen
sustu...
14.03.2009
|